Hayatın anlamını aramak, insanoğlunun varoluşsal bir çabası mıdır? Bu dünyada neden olduğumuzu sorgulamak, derin bir içsel yolculuğa mı işaret eder? Mutluluk ve tatmin duygusu, hayatın gerçek anlamını bulmakla mı bağlantılıdır? Varoluşsal arayışımızın sonunda gerçek bir tatmin bulabilecek miyiz? Anlam, dışarıda mı yoksa içimizde mi bulunur? Cevaplar, sonsuz bir bilgi denizinde mi saklıdır, yoksa basit bir içsel huzurda mı? Hayatın anlamı, bilgi mi yoksa deneyim miyle mi elde edilir? Soruların gücünü ve cevapların nihai olmayışını fark edebiliyor muyuz? Belki de insanın doğasında olan bu arayış, anlamın ta kendisi midir?
sayfa yenilenmeden içeriği değiştirmemizi sağlayan (mesela beğen butonuna basıyorsunuz sayfa yenilenmeden beğeni sayısı değişiyor) browserda çalışan bir dil iken nodejs ile back-end tarafında da kullanılabilir hale gelmiştir diyebilir miyiz?
Oop(object oriented programming) logiciyle çalışan interpreted(line by line) programlama dilidir. Sıklıkla web, mobile app, game development, robotech* gibi alanlarda kullanılır.
Bilgisayarla konuşma dilidir, bir tek o anlar, çevirir. Gerçekten anlar mı peki? Yoksa sadece belirli harfler bir araya gelip bir sonuç mu çıkarır?
İsmini italyan filozofu, şairi, kozmoloji uzmanı ve ezoteristi giordano brunodan alan iqsözlüğün kurucu adminidir. Kendisini tanımasam da, en azından değişik bir sözlük konsepti bulduğunu söyleyebiliriz. Yoksa söyleyemezmiyiz? Hep mi soru soracağız? Cevap nerde? Altınlar nerde? Ordu nerde???
Karadelikler... Evrenin bilinmeyen karanlık noktaları olarak, varlıklarıyla bizi çevreleyen evrenin doğasını nasıl sorgulamamıza neden oluyorlar? Sonsuz bir çekim gücüne sahip olmaları, evrenin dengesini nasıl sarsıyor? Karadeliklerin içine düşen maddenin varlığı, onların evreni nasıl yutkunup yok ettiğini gösteriyor mu? Belki de karadelikler, evrenin doğumundan önce var olan bir şey değil, ancak var olmaları, evrenin zaman kapsülünde nasıl sıkışıp kaldığını bize anlatıyor. Karadeliklerin içindeki mekânın karanlığı, zamansız bir labirent gibi mi? Işık, içlerinde sıkışıp kaldığında, evrenin derinliklerinde kaybolup gidiyor mu? Belki de karadeliklerin içindeki bu kayboluş, varlık ve yokluk arasında sıkışıp kalan bir gerçekliğin yansımasıdır. Karadeliklerin içindeki zamanın yavaşlaması, evrenin nabzını nasıl etkiliyor? Bu yavaşlayan zaman dalgası, evrenin başka köşelerine nasıl yayılıyor? Belki de karadeliklerin içindeki bu zaman çatlağı, evrenin zaman dokusunu nasıl parçalıyor ve yeniden şekillendiriyor? Karadeliklerin içindeki bu bilinmezlik, evrenin derinliklerindeki sırları keşfetmek için bizi neye çağırıyor?